İstanbul Gezi Rehberi ile İstanbul Gezilecek Yerler, İstanbul Yemekleri ve İstanbul En İyi Restoranlar listelerimize ulaşabilir, İstanbul seyahatiniz öncesinde ve sırasında yardımcı olabilecek püf noktaları öğrenebilirsiniz.

İstanbul, yüzlerce sene boyunca yalnızca Avrupa ile Asya kıtalarını birbirine bağlayan sıradan bir geçiş noktası olmakla kalmamış ve nefes kesen manzarası ile tanınan bu şehre gönlünü kaptırmış olan tutkunların, aşıkların, yazarların ve şairlerin hissettikleri bu duyguları serüvenlerle ördükleri eşsiz bir şehir olmuştur.

Alphonse de Lamartine onu “Dünya’ya bir kere bakmak zorundaysan yalnızca İstanbul’a bak.” sözleri ile tanımlarken Napolyon Bonapart onu “Tek başına bir imparatorluğa değer.” sözleri ile özetlemişti.

İstanbul, BBC tarafından hazırlanan Travel 2023 verilerine göre dünyanın en çok turist tarafından ziyaret edilen şehri oldu.

İstanbul Hakkında

Ülke Türkiye Cumhuriyeti
Bölge Marmara Bölgesi
Resmi Dil Türkçe
Para Birimi Türk lirası (TL)
Vize Gereksinimleri
Şehir Nüfusu 15.655.924 (2023)
İklim Akdeniz – Okyanusal İklim (Yıllık Ort: 14.4 °C)
Zaman Dilimi GMT +03:00
Trafik Akış Yönü Sağ
Telefon Kodu +90 212 / 216
En Yakın Havalimanı İstanbul Havalimanı (45,3 km)
Sabiha Gökçen Havalimanı (45,5 km)

İstanbul yüzlerce senelik tarihi boyunca onlarca farklı isimle anılan bir kent oldu.

Kentin bilinen en eski isminin Ligos olduğu tahmin ediliyor ancak bundan sonraki dönemlerde sırası ile Bizantion, Augusta Antonina, Nova Roma ve Konstantinopolis olarak adlandırıldığı biliniyor.

İstanbul, Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçtikten Kostantiniyye olarak adlandırıldı ancak Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde Kostantiniyye adı ile birlikte İslambol kelimesinin de gündelik hayatta sıklıkla – ve hatta Kostantiniyye kelimesinden daha sık – kullanıldığı görülüyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından, 1928 yılında Latin alfabesine geçilmesi ile birlikte kentin Türkçe resmi adı Latin harfleri ile İstanbul olacak şekilde belirlendi.

İstanbul isminin etimolojik kökeni Orta Çağ Yunancası’nda “şehre” anlamına gelen ve temelde Yunanların Konstantinopolis’e referans vermek için kullandıkları εἰς τὴν Πόλιν [is tin polin] kelimesinden türemiştir.

Enucuzu.com üzerinden İstanbul için en ucuz bilet seçeneklerine göz atmak için İstanbul Uçak Bileti ve İstanbul Otobüs Bileti araması yapabilirsiniz.

İstanbul Gezilecek Yerler Listesi

  • Ayasofya Camii
  • Dolmabahçe Sarayı
  • Topkapı Sarayı
  • Rumeli Hisarı
  • Yerebatan Sarnıcı
  • Sultanahmet Camii
  • Galata Kulesi
  • Emirgan Korusu
  • Kapalı Çarşı
  • İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul Gezilecek Yerler Listesi

1- Ayasofya Camii

İnşasına 360 yılında başlanan ve 537 yılında tamamlanan Ayasofya, İstanbul’un hiç kuşkusuz en önemli kültürel ve tarihi mekanlarından birisidir.

Bizans mimarisinin günümüzde ayakta kalan en büyük örneklerinden birisi olan Ayasofya, İspanya’daki Sevilla Katedrali tamamlanana dek (1507) yaklaşık 1.000 yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali idi.

İstanbul Gezilecek Yerler Listesi

Ayasofya, mimari açıdan 82 metre uzunlukta, 73 metre genişlikte ve 55 metre yükseklikte bir yapıdır. Kubbesi yaklaşık 30,5 ila 31,5 metre çapa sahiptir ancak sonraki dönemlerde yapılan onarımlar kubbenin eliptik olmasına neden olduğundan bunu kesin olarak belirlemek mümkün değildir.

O sıralar bu denli geniş bir alan üzerinde bu denli geniş bir kubbe inşa etmenin çeşitli zorlukları vardı.

İmparatorluğun, bu sorunla başa çıkmak için 1. yüzyılda yaşamış olan Helen matematikçi İskenderiyeli Heron’un formüllerini kullanmış olabileceği tahmin ediliyor.

İstanbul Gezilecek Yerler Listesi

Ayasofya’nın içi mozaikler, mermerler, sütunlar ve kaplamalarla süslenmiştir ve sahip olduğu bu heybetli ve gösterişli yapı daha sonraki dönemlerde hem mimari hem de dini açılardan Hristiyanlıkta ve Müslümanlıkta etkiler bırakmıştır.

Ayasofya, başlangıçta bir kilise olarak tasarlanmış olsa da 1453 yılında gerçekleşen İstanbul’un fethinin ardından 1935 yılına kadar cami olarak kullanılmıştır.

1935 ila 2020 yılları arasında müze olarak hizmet veren Ayasofya, 2020 yılında alınan bir kararla tekrar cami olarak ilan edilmiş ve Ayasofya Camii olarak anılır olmuştur.

İstanbul’u ilk kez ziyaret edecekseniz, inşasına başlanan tarih referans alındığında yaklaşık 1.700 yaşındaki bu yapıyı mutlaka yerinde görmelisiniz!

2- Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı, Abdülmecid’in emri ile 1843 ila 1856 yılları arasında İstanbul’un Beşiktaş ilçesine inşa edilen Barok, Geç Barok ve Neoklasik mimari tarzlarından eklektik unsurların geleneksel Osmanlı mimarisi ile harmanlandığı saray kompleksidir.

Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı’nda 285 oda, 46 salon, 6 hamam ve 68 tuvalet bulunmaktadır. Sarayın iç ve dış mekan düzeni ve tasarımı Avrupai uygulamaların Tanzimat döneminde Osmanlı kültürü ve sanatı üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.

Dolmabahçe Sarayı, inşaat sürecinin sona erdiği 1856 yılından 1887 yılına ve 1909 yılından 1922 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun ana idari merkezi olarak hizmet vermiştir. 1887 ila 1909 yıllarındaki ara dönemde Yıldız Sarayı kullanılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu, Dolmabahçe Sarayı henüz inşa edilmeden önce ana idare merkezi olarak Topkapı Sarayı’nı kullanmaktaydı ancak Topkapı Sarayı, o sıralar Avrupalı hükümdarlar tarafından kullanılan saraylara nazaran modern hatlardan, lüksten ve konfordan yoksun olduğundan Abdülmecid, Dolmabahçe Sarayı’nın inşa edilmesine karar vermişti.

İstanbul Gezilecek Yerler Listesi

Dolmabahçe Sarayı’nın inşası yaklaşık 5.000.000 Osmanlı altınına mal oldu ki bu miktar aşağı yukarı 35 ton altına denk gelmektedir.

Bu satırları kaleme aldığımız sırada (Mayıs 2024) yaklaşık maliyetin günümüz hesabı ile 84.525.000.000 TL ya da $2.615.000.000 olduğu da söylenebilir.

İlgili tutar o sırada Osmanlı İmparatorluğu’nun yıllık vergi gelirinin 1/4 oranındaki kısmına tekabül etmekteydi ve inşaat büyük oranda devalüasyon, para basımı ve dış krediler ile finanse edildi.

Harcamalar bir noktada devletin bütçesine inanılmaz bir yük getirdi ve Osmanlı İmparatorluğu, Ekim 1875’te kamu borcunu ödeyemeyerek temerrüte düştü.

3- Topkapı Sarayı

1465 yılında inşası tamamlanan ve o tarihten Dolmabahçe Sarayı’nın inşasının tamamlandığı 1856 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun ana idare merkezi olarak hizmet veren Topkapı Sarayı, uzun bir süre boyunca Osmanlı İmparatorluğu padişahlarının birincil ikametgahı olmuştur.

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı’nın inşasına Fatih Sultan Mehmet’in emri ile İstanbul’un fethinden (1453) altı yıl sonra (1459) başlanmıştır ve inşası altı yıl kadar (1465) sürmüştür.

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı, uzun bir süre onu Beyazıt Meydanı’ndaki Eski Saray’dan ayıran Yeni Saray adı ile anılmış olmakla birlikte günümüzdeki adını nispeten yakın bir dönemde almıştır.

Saray, 1509 yılındaki Büyük İstanbul Depremi gibi çeşitli olaylardan sonra çeşitli açılardan yenilemelere ve genişlemelere tabi tutulmuştur ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde dönemin padişahlarının deniz kenarındaki sarayları tercih etmesi sebebi ile giderek önemini yitirmeye başlamıştır.

Topkapı Sarayı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte Topkapı Sarayı müzeye dönüştürülmüş ve Topkapı Sarayı Müzesi olarak anılmaya başlanmıştır.

Antalya’daki Swandor Hotels & Resorts Topkapı Palace, Topkapı Sarayı’nın çeşitli açılardan bir tür kısmi kopyasını oluşturacak şekilde tasarlanmıştır.

4- Rumeli Hisarı

Fatih Sultan Mehmet’in emri ile İstanbul kuşatmasından önce, 1451 ila 1452 yılları arasında inşa edilen Rumeli Hisarı, orta çağ döneminden kalma bir Osmanlı kalesidir.

Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı zaman zaman Boğazkesen Hisarı olarak da bilinir. Kelime anlamı bakımından Hisar, “bir kentin ya da önemli bir yerin korunması için yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde koruyucu hendekler de olabilen kale.” anlamına gelir.

Rumeli Hisarı, İstanbul Boğazı’nın 698 metre ile en dar kesimine, Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı’nın karşısına inşa edilmiştir ve amacı İstanbul’un fethi sırasında Karadeniz’den gelebilecek askeri ve lojistik destek saldırılarını engellemektir.

Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı’nda üç ana kule ve bir küçük kule bulunmaktadır. Ayrıca ana kuleleri birbirine bağlayan surlara bağlı on üç gözetleme kulesi vardır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u fethetmesinin ardından Rumeli Hisarı, farklı devletlerin elçilikleri için bir tür gümrük kontrol alanı ve zaman zaman da hapishane olarak kullanılmıştır.

1509 Büyük İstanbul Depremi sırasında ağır hasar gören yapı daha sonraki dönemde onarılarak günümüze dek ulaşmayı başarmıştır.

Rumeli Hisarı günümüzde müze işlevine ek olarak konser, etkinlik ve festivaller için açık hava eğlence mekanı olarak hizmet vermektedir.

5- Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus (tahmini 526 –  527) döneminde inşa edilmiş bir kapalı su sarnıcıdır.

Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’da yerin altında çok sayıda kapalı su sarnıcı bulunmaktadır ve Yerebatan Sarnıcı bunlar arasında en büyük olanıdır.

Yerebatan Sarnıcı, Tarihi Yarımada’da Ayasofya’nın 200 metre, Sultanahmet Camii’nin 350 metre ve Topkapı Sarayı’nın 550 metre uzağında konumlanmaktadır.

Sarnıç başlangıçta o bölgede yaşamakta olan halkın su ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştı. Tarihi metinlere göre Yerebatan Sarnıcı’nın inşasında yaklaşık 7.000 kölenin çalışmıştır.

İstanbul Gezi Rehberi

Yerebatan Sarnıcı, Osmanlı İmparatorluğu İstanbul’u fethettikten sonra da su ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol oynamıştır. Hatta Topkapı Sarayı’nın su ihtiyaçları da Yerebatan Sarnıcı’ndan karşılanmıştır.

Yerebatan Sarnıcı kısa bir süre önce restore edilmiştir. Sarnıç artık su ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamakta kullanılmasa da içinde ziyaretçiler için hala bir miktar su tutulmaktadır.

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı’ndaki iki sütunun kaidesinde Medusa’nın yüzünün ters bir şekilde yer aldığı oyma türü bloklar kullanılmıştır. Bu blokların kökeni bilinmemektedir ancak Geç Roma dönemine ait bir yapıdan söküldükten sonra, sonradan Yerebatan Sarnıcı’na getirildiği düşünülmektedir.

Bloklar, o dönemin gelenekleri doğrultusunda Gorgonlar’ın bakışlarının gücünü yok etmek için yanlara doğru yönlendirilmiş ve ters çevrilmiştir.

Yerebatan Sarnıcı’nın popüler kültürdeki yansımaları James Bond: From Russia with Love (Film), Assassin’s Creed: Revelations (Oyun), Cehennem – Dan Brown (Kitap) ve Age of Empires IV (Oyun) gibi çok sayıda örnekte görülebilir.

6- Sultanahmet Camii

I. Ahmed döneminde 1609 ila 1617 yılları arasında inşa edilen Sultanahmet Camii, İstanbul’un en ikonik ve en köklü eserlerinden birisidir.

Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii, o sıralar Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik mimari planı olan dört yarım kubbe ile çevrili bir merkezi kubbeden oluşmaktadır.

Caminin her iki yanında toplam altı minare ve önünde geniş bir avlu bulunmaktadır. Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii’nin iç mekanı binlerce İznik çinisi ve genellikle mavi renkteki boya kullanılarak hazırlanmış olan çok sayıda bitkisel motifle süslenmiştir.

Blue Mosque

Bu mavi ağırlıklı ton nedeni ile Sultanahmet Camii yurt dışında genellikle Mavi Cami anlamına gelen Blue Mosque adı ile bilinir.

Sultanahmet Camii de tıpkı Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Yerebatan Sarnıcı’nda olduğu gibi Tarihi Yarımada bölgesinde bulunmaktadır.

Caminin konumu, büyüklüğü ve minare sayısı göz önüne alındığında I. Ahmed’in Ayasofya’ya rakip olacak ve hatta onu aşacak bir eser yaratmayı planlamış olması muhtemeldir.

Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii’nin içinde bulunduğu arazi henüz inşaat başlamadan önce aralarında Sokollu Mehmet Paşa’nın da bulunduğu çok sayıda Osmanlı vezirinin sarayları tarafından kullanılmaktaydı.

Bu nedenle alanın kamulaştırılması nispeten maliyetli olacaktı.

O sıralar ekonomik anlamda bazı baskılar yaşamakta olan Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı ulemalar, padişahın bir imparatorluk camisini yalnızca fetihlerden elde edilen ganimetler ile finanse edebileceğini savunarak inşaat sürecini protesto etmişti.

I. Ahmed o sıralar henüz büyük bir fetih kazanamamıştı ve inşaat masraflarını hazineden fonlamak zorundaydı.

I. Ahmed tüm bu muhalefete rağmen projenin inşaatını sürdürmeye devam etti ancak ulema bir noktada Müslümanların camide namaz kılmasını yasaklayacak kadar tepki gösterdi.

Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii’nin inşaatı 1609 yılında başlamış ve 1617 yılında sona ermiştir ancak caminin bazı kitabelerinde tamamlanma yılı 1616 olarak da geçer. I. Ahmed de ya aynı dönemlerde ya da hemen sonrasında, 1617 yılında hayatını kaybetmiştir.

Akademisyen Godfrey Goodwin, caminin inşasına ilişkin son muhasebe raporunun I. Ahmed’in halefi olan I. Mustafa tarafından imzalandığını belirtmektedir ki bu da I. Ahmed’in Sultanahmet Camii henüz tamamlanmadan hayatını kaybettiği anlamına gelir.

Nihai durumda Sultanahmet Camii’nin ihtişamı, dekorasyonu ve eserin kutlanması için düzenlenen halka açık törenler başlangıçta yaşanan tartışmaları geride bırakmış ve Sultanahmet Camii, şehrin en ikonik camilerinden birisi haline gelmiştir.

7- Galata Kulesi

Beyoğlu’nun ve İstanbul’un en önemli simgelerinden birisi olan Galata Kulesi, Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş Romanesk mimari tarzına sahip bir gözetleme kulesidir.

Türkiye’deki İlçeler Listesi (Alfabetik)

Galata Kulesi’nin bulunduğu bölgede daha öncesinde I. Justinianus tarafından inşa ettirilmiş olan başka bir kule bulunuyordu ancak bu kule 1204 yılındaki Konstantinopolis Kuşatması sırasında Haçlı Ordusu tarafından yıkıldı.

O sıralar Bizans İmparatorluğu ile ittifak halinde olan Cenevizliler, 1267 yılında Galata bölgesinde bir Ceneviz kolonisi kurdular ve etrafı surlarla çevrili olan Galata Kulesi, ilk olarak 1348 yılında koloninin genişletilmesi sırasında bölgenin en yüksek noktasına inşa edildi.

Galata Kulesi
Matrakçı Nasuh’un İstanbul minyatüründe Galata Kulesi’nin aktarılış biçimi. (1537)

Kule, başlangıçta İsa Kulesi anlamına gelen Christea Turris olarak adlandırılmıştı ve o zamanlar yaklaşık 66,9 metre yüksekliği ile kentin en yüksek yapısıydı.

Osmanlı İmparatorluğu, 1453 yılında İstanbul’u fethettikten sonra Ceneviz kolonisini kaldırmıştır. 19. yüzyılda, şehrin kuzeye doğru genişlemesi ile birlikte Galata Kulesi’nin çevresindeki surların da çoğu yıkılmıştır.

Günümüzde bu surlardan geriye sadece günümüzde Galata Surları olarak bilinen küçük bir bölüm kalmıştır.

Ancak Osmanlı İmparatorluğu, İsa Kulesi’ne dokunmama kararı aldı ve hatta onu bir dönem hapishane olarak kullandı.

Evliya Çelebi tarafından hazırlanan Seyahatname’de Hezârfen Ahmed Çelebi’nin 1638 yılında Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç kullanarak atladığı ve bugünün Üsküdar’ındaki Doğancılar Meydanı’na kadar süzülerek ilk kıtalar arası uçuşu gerçekleştirdiği belirtilir.

Hezârfen Ahmed Çelebi

Ancak Çelebi’nin Seyahatnamesi zaman zaman çeşitli açılardan doğrulanması güç hatta bilgiler barındırdığından, anlatı başka bir kaynakta yer almadığından ve kimi tarihçiler ve mühendisler bu anlatımı bilimsel açıdan tutarsız bulduğundan anlatının gerçek olup olmadığı şüphelidir.

Modern Osmanlı tarihçilerinin önemli bir kısmı ise bu uçuşun büyük bir ihtimalle gerçek olduğunu ancak Çelebi’nin “muhtemelen” biraz abartarak aktardığını belirtmektedir.

Galata Kulesi, 1717 yılından itibaren tıpkı Beyazıt Kulesi gibi şehri yangınlara karşı gözetlemek için kullanıldı. 1794 yılında kulenin çatısı kurşun ve ahşap ile güçlendirildi ancak çıkan bir yangın sonrasında merdivenleri ağır hasar gördü.

Galata Kulesi
1875 yılında çatısı yıkılan Galata Kulesi’nin Türk Fotoğrafçı Pascal Sébah’ın imzalı albüm baskısındaki görünümü (1875 – 1886)

1831’de kulede başka bir yangın daha yaşandı. 1875’te fırtına sırasında kulenin konik çatısı yıkıldı ve 1965 ila 1967 yılları arasında gerçekleşen restorasyona kadar Galata Kulesi çatısız kaldı.

Galata Kulesi, 2020 yılında oldukça kapsamlı bir restorasyondan geçti ve müze olarak hizmete açıldı.

8- Emirgan Korusu

47,2 hektarlık alanı ile İstanbul’un en büyük halka açık şehir parkı olan olan Emirgan Korusu’nda aralarında kimi oldukça nadir olan 120’den fazla bitki türü bulunmaktadır.

Emirgan Korusu

Park, özellikle de İstanbul’un hareketli yaşamından bir süre için uzaklaşmak ve doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyenler tarafından tercih edilmektedir.

Emirgan Korusu ayrıca her sene Nisan ayında düzenlenen ve etkinlikler, konserler ve sergiler ile kutlanan Lale Festivali ile tanınmaktadır.

Emirgan Korusu

Bizans İmparatorluğu döneminde günümüzde Emirgan Korusu’nun bulunduğu alan selvi ağaçları ile kaplıydı ve Selvi Ormanı olarak biliniyordu.

Arazi, 16. yüzyılda Feridun Ahmed Bey’e verildi ve alan Feridun Bey Parkı olarak anılır oldu.

Takvimler 17. yüzyılı gösterdiğinde Padişah IV. Murad, araziyi kuşatma altındaki kalesini hiçbir direnişle karşılaşmadan teslim eden ve Osmanlı saflarına katılarak onu İstanbul’a kadar takip eden Emirgûneoğlu Yusuf Paşa’ya tahsis etti.

Feridun Bey Parkı’nın adı önce Emirgûne olarak değiştirilmiş ve zaman içinde bugünkü ismi olan Emirgan haline gelmiştir ancak isim sabit kalsa da mülkün sahibi takip eden yüzlerce yıl içinde birden fazla kez daha değişmiştir.

Mülkün nihai sahipleri 1938 ila 1949 yılları arasında Beyaz Köşk’ün, Sarı Köşk’ün ve Pembe Köşk’ün de aralarında bulunduğu tüm park alanını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladılar. Günümüzde Emirgan Korusu’nun mülkiyeti tamamı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aittir.

9- Kapalı Çarşı

Kapalı Çarşı dünyanın en büyük ve en eski kapalı alan pazarlarından birisidir ve dünyanın ilk alışveriş merkezlerinden birisi olarak kabul edilir.

Kapalı Çarşı

Gelecekte Kapalı Çarşı’nın günümüzdeki haline evrilecek olan alanın inşası İstanbul’un fethinden birkaç sene sonra, 1455 ila 1456 yılları arasında İstanbul’daki ekonomik aktiviteleri canlandırma ve güçlendirme hedefi ile başladı.

Kapalı Çarşı’nın kademeli genişletmelerin ve geliştirmelerin sonucunda günümüzdeki halini alması ise 1730 yılını buldu.

Osmanlı İmparatorluğu’nun üç farklı kıtaya yayılmış olan büyüklüğü ve Asya ile Avrupa kıtaları arasındaki kara yolu ulaşımındaki tam kontrolü, Kapalı Çarşı’yı ve çevresindeki hanları Akdeniz ticaretinin merkezi haline getirdi.

Kapalı Çarşı

Öyle ki bazı Avrupalı seyyahlara göre Kapalı Çarşı, 19. yüzyılın sonuna kadar satışa sunulan malların çeşitliliği, kalitesi ve bolluğu açısından rakipsiz durumdaydı.

Kapalı Çarşı, inşa edildiği tarihten bu yana çok sayıda depreme ve yangına maruz kalmış, kimi zaman oldukça ciddi hasar almıştır.

Çarşı, 2014 yılında yıllık 91.250.000 ziyaretçi ile dünyanın en çok ziyaret edilen turistik mekanları listesinde birinci sırada yer aldı.

10 – İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç müzeden oluşan bir arkeoloji müzesi grubudur.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri

Bu müzelerde dünya tarihinin hemen her dönemine ve hemen her uygarlığına ışık tutan bir milyondan fazla eser ve nesne bulunmaktadır. Eserler, özellikle Türk, Roma ve Helenistik dönemlere ışık tutmakta başarılıdır.

Müzelerdeki en önemli eserlerden bazıları İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Tabnit Lahdi, Satrap Lahdi, Sidon’un Likya Lahdi, İştar Kapısı, Bergama Zeus Sunağı’nın bir kısmı, Türkiye’de kalan az sayıdaki parçadan birisi olan Halikarnas Mozolesi olarak sıralanabilir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ni haftanın her günü 09:00 ila 18:00 saatleri arasında MüzeKart ile ziyaret edebilirler.

İstanbul Gezi Rehberi

İstanbul’da Gezilecek Diğer Yerler

  • İstanbul Boğazı
  • Kız Kulesi
  • Süleymaniye Camii
  • Ortaköy Camii
  • Fatih Camii
  • Yıldız Sarayı
  • Yıldız Parkı
  • Beylerbeyi Sarayı
  • Mısır Çarşısı
  • Beyoğlu
  • Eminönü
  • Pierre Loti Tepesi
  • Haydarpaşa Garı
  • Çamlıca Kulesi
  • Belgrad Ormanı
  • Miniatürk
  • İstanbul Oyuncak Müzesi
  • Sakıp Sabancı Müzesi
  • Rahmi M. Koç Müzesi
  • Pera Müzesi

İstanbul Yemekleri Neler? İstanbul’da Ne Yenir?

  • Balık Ekmek
  • Sultanahmet Köftesi
  • Islak Hamburger
  • Kuru Fasulye
  • Kumpir
  • Börek
  • Simit
  • Tavuklu Pilav
  • Kahve
  • Profiterol

İstanbul hem Türkiye’nin hem de Dünya’nın dört bir yanından farklı kültürlerin ve milletlerin birlikte yaşadığı kozmopolit bir şehir olduğundan oldukça çeşitli bir mutfağa sahiptir.

Bu nedenle İstanbul’da ister Türk mutfağını ister Avrupa mutfağını isterseniz de Uzak Doğu mutfağını deneyebileceğiniz ve hatta bunları çok iyi bir şekilde hazırlayan ve sunan binlerce farklı restoran bulunmaktadır.

1- Balık Ekmek / Dürüm

İstanbul Boğazı’nda yapılabilecek çok fazla aktivite var ve bunların arasında en sevileni İstanbul Boğazı’na karşı balık ekmek ya da balık dürüm yemek olabilir.

Balık Ekmek / Dürüm

İstanbul’da balık ekmek satıcıları genellikle Eminönü taraflarında yaygındır ancak balık dürüm için birkaç dakika yürüyerek Karaköy tarafına geçmeniz gerekecektir.

Eminönü’nde balık ekmek yemek istediğinizde dönemsel olarak tercih edebileceğiniz farklı balık çeşitleri vardır ve seçtiğiniz, çeşitli yeşillikler ile birlikte ekmek arasında sıcak bir şekilde servis edilir.

2- Sultanahmet Köftesi

İstanbul’da Tarihi Yarımada bölgesini gezdikten sonra ufak bir köfte arası verebilirsiniz. Bu bölgede Tarihi Sultanahmet Köftecisi tarafından hazırlanan Sultanahmet Köftesi oldukça popülerdir.

Sultanahmet Köftesi

Sultanahmet Köftesi seçtiğiniz tabağa bağlı olarak yalnızca biberle ya da bunlara ek olarak pirinç pilavı, patates kızartması ve sos ile servis edilir.

3- Islak Hamburger

  • Nerede Yenir? Kızılkayalar Taksim
  • Google İşletme Puanı: 4,0 / 5,0 (2.847)
  • Fiyatlandırma: Ortalama

Islak Hamburger, rutin bir Taksim turunun vazgeçilmez bir parçasıdır. Öyle ki Islak Hamburger’in bir diğer adı Taksim Hamburgeri’dir.

Islak Hamburger

Islak Hamburger, nispeten daha küçük hamburgerlerin domates sosuna batırılması ile hazırlanır ve sıcak bir şekilde servis edilir. Genellikle 2 ya da 3 tane yemeniz gerekecektir.

4- Kuru Fasulye

Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden birisi olan Kuru Fasulye, İstanbul’da da özellikle de esnaf lokantalarında oldukça popüler bir yemektir.

Kuru Fasulye

İstanbul ziyaretiniz sırasında bu lezzeti hazırladığı kuru fasulyeleri ile nam salmış olan Kuru Fasulyeci Ali Baba’dan da denemenizi öneririz.

5- Kumpir

  • Nerede Yenir? Bebek Waffle & Kumpir
  • Google İşletme Puanı: 4,1 / 5,0 (758)
  • Fiyatlandırma: Ortalama Üzeri

Kumpir, fırınlanarak pişirilen iri patateslerin içinin ezilerek çeşitli malzemelerle servis edildiği doyurucu bir atıştırmalıktır.

Kumpir

İstanbul’da kumpir dendiğinde akla ilk olarak Ortaköy gelse de İstanbul’un dört bir yanında kumpirin tadına bakabileceğiniz çok sayıda mekan bulunmaktadır.

Ortaköy’de Sultani Kumpir & Waffle, Ortaköy’ün biraz daha yukarısında Bebek’te Bebek Waffle & Kumpir ve Kadıköy’de Allpato Kumpir en bilindik mekanlardır.

6- Börek

Kahvaltılara eşlik eden sıcak ve lezzetli bir börek, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alır. İstanbul’da börek deneyebileceğiniz çok sayıda mekan var ancak en popüleri taş fırında hazırladığı börekler ile Tarihi Sarıyer Börekçisi’dir.

Börek

Tarihi Sarıyer Börekçisi başta Kıymalı Börek, Peynirli Börek, Patatesli Börek, Ispanaklı Börek, Su Böreği ve Sade Borak olmak üzere geniş bir menüye sahiptir.

Burada ayrıca çeşitli poğaçaların, simitlerin, kurabiyelerin ve tatlıların da tadına bakabilirsiniz.

7- Simit

İstanbul seyahatinin vazgeçilmez parçalarından birisi de simit ve çay eşliğinde boğaza karşı yapılan sakin bir kahvaltıdır.

Simit

Çengelköy’de bulunan Çengelköy Tarihi Çınaraltı, İstanbul Boğazı’na karşı ufak bir mola vermek isteyenlerin uğrak noktası konumundadır.

8- Tavuklu Pilav

İstanbul’un canlı bölgelerinde hemen her sokak başında tavukl pilav tezgahlarına denk gelebilirsiniz. Ülkemizin bu sevilen lezzeti İstanbul’da ayak üstü tüketilen oldukça yaygın bir sokak atıştırmalığıdır.

Tavuklu Pilav

Pilavı isterseniz dilediğiniz bir sokaktaki tezgahta dilerseniz de Beyoğlu’ndaki Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı gibi belirli bir mekanda deneyebilirsiniz.

9- Kahve

İstanbul’un dört bir yanında kimi zincir, kimi butik, kimi farklı konseptlere ve kimi farklı tarzlara sahip olan binlerce farklı kafe bulunmaktadır.

Kahve

İstanbul’un kozmopolit yapısı hem Türk kahvesi gibi ülkemizde benimsenmiş olan hem de ülkemizde yaygın olmasa da yabancı ülkelerde daha çok tercih edilen demleme yöntemleri ile hazırlanan birbirinden farklı kahve seçeneklerini deneyebilme özgürlüğü sağlıyor.

10- Profiterol

  • Nerede Yenir? İnci Pastanesi
  • Google İşletme Puanı: 4, 2/ 5,0 (5.012)
  • Fiyatlandırma: Ortalama Üzeri

Beyoğlu’nda kısa bir yürüyüşe çıktıktan sonra ufak bir tatlı molası vermek isterseniz başta profiterolü ile ünlü olan İnci Pastanesi’ne uğrayabilirsiniz.

Profiterol

1944 tarihinde kurulan ve o zamandan bu yana ürün gamını geliştiren İnci Pastanesi, profiterolü ilk kez Türkiye’ye getiren mekan olarak da tanımlanabilir.

İstanbul Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

İstanbul nerededir? İstanbul’a ne zaman gidilmeli? İstanbul’da nerede kalınır, kaç gün kalınmalı ve şehir içi ulaşım nasıl?

İstanbul Nerededir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin en kalabalık kenti olan İstanbul, Türkiye’nin batısındaki Marmara Bölgesi sınırlarında bulunmaktadır.

İstanbul; Tekirdağ, Kırklareli ve Kocaeli ile komşudur.

İstanbul’a Nasıl Gidilir?

İstanbul’a ulaşım hava yolu, kara yolu, demir yolu ve deniz yolu yöntemlerinin tümü ile sağlanabilmektedir.

Türkiye’deki hemen her havalimanından ve otobüs terminalinden direkt ya da aktarmalı olarak İstanbul’a ulaşım sağlayabilirsiniz.

İstanbul’a Ne Zaman Gidilmeli?

İstanbul, ılıman kuşak iklimine sahiptir ve Türkiye’nin batı ve güney kıyılarına özgü Akdeniz iklimi ile kuzeybatı kıyısının Okyanusal iklimi arasında bir geçişe sahiptir.

Yazlar sıcak ve orta derece kurudur. Şehrin ortalama sıcaklık aralığı ortalama değerlerde olsa da yaz ortası yüksek çiğlenme noktası ve bağıl nem nedeniyle hissedilen sıcaklık rahatsız edici olabilir.

Kışlar, serin ve yağmurlu geçer. İstanbul’un yağışları eşit olmayan bir dağılıma sahiptir çünkü yağış, kış aylarında yaz aylarına göre en az iki kat daha fazladır.

Elbette İstanbul’un farklı bölgelerinde iklimin hava durumuna olan etkisi değişiklik gösterebilir.

İstanbul, dünyanın hemen hemen her yerinde olduğu gibi iklim değişikliğinden etkilenen bir şehirdir. Bu durum her geçen sene daha fazla sıcak hava dalgasına, kuraklığa, fırtınaya ve sele neden olmaktadır.

İstanbul, sürekli olarak canlı bir şehir olması ve nispeten dengeli iklimi ile her dönem ziyaret etmek için uygun bir şehirdir ancak bahar aylarında hava durumu turistik ziyaretler için daha idealdir.

İstanbul’da Nerede Kalınır?

İstanbul’u bir turist olarak ziyaret ettiğinizde kalabileceğiniz en iyi bölge merkezi konumu dolayısı ile Tarihi Yarımada olarak da bilinen Fatih / Suriçi ve çevresidir.

Çok sayıda tarihi lokasyona, restorana ve mekana sahip olan Tarihi Yarımada, İstanbul’da gezmek isteyeceğiniz noktaların önemli bir kısmına da yürüme mesafesindedir.

İstanbul’da Kaç Gün Kalınmalı?

İstanbul’u ilk kez ziyaret ediyorsanız tarihi ve kültürel lokasyonlara yeteri kadar zaman ayırdığınızdan ve şehri yeterince keşfettiğinizden emin olmak için kendinize 5 ila 7 gün ayırmalısınız.

İstanbul’da Şehir İçi Ulaşım Nasıl?

İstanbul, oldukça gelişmiş bir şehir içi ulaşım ağına sahiptir. İstanbul’da sehir içi ulaşım genellikle otobüs, metrobüs, tramvay, metro, marmaray, vapur ve dolmuş güzergahları ile sağlanmaktadır.

Bu araçları kullanmak için gerekli olan seyahat kartını (İstanbulkart) yetkili noktalardan ya da dolum gişelerinden elde edebilirsiniz.

İstanbul Toplu Taşıma Ulaşım Haritası

İstanbul’un toplu taşıma sistemi Google Maps ile entegre edilmiştir. Bu sayede Google Maps üzerinden gitmek istediğiniz konumu seçerek kullanmanız gereken aracı kontrol edebilir, ayrıca tahmini ulaşım süresini ve maliyetini görüntüleyebilirsiniz.

Enucuzu.com üzerinden İstanbul için en ucuz bilet seçeneklerine göz atmak için İstanbul Uçak Bileti ve İstanbul Otobüs Bileti araması yapabilirsiniz.

Enucuzu.com

Enucuzu.com ile en ucuz uçak ve otobüs bileti kampanyalarını takip edin, bir sonraki seyahatinizi şimdiden planmaya başlayın!


enucuzu.com ©2023 – Tüm Hakları Saklıdır